Mihail
Bulgakov'un çok büyük keyif alarak okuduğum "Köpek
Kalbi" adlı romanı, Sovyet Rusya'nın erken dönemlerinde
geçen, kara mizah ve bilim-kurgu unsurları içeren bir
eser.
Roman, sokak köpeği Şarik'in, Profesör Filip Filipoviç
tarafından yapılan deneysel bir ameliyatla insana
dönüştürülmesini konu alıyor. Profesörün, Şarik'e bir
insanın hipofiz bezi ve testislerini nakletmesi
sonucunda Şarik, insan benzeri özellikler kazanmaya
başlıyor ve Şarikov adını alıyor. Ancak, bu dönüşüm
beklenmedik ve karmaşık sonuçlar doğuruyor ve okuyucuya
da bundan sonrasında neler olacağını merak ederek,
edebiyat tarihinin bu en önemli yapıtlarından birini ve
zevkle okumak kalıyor.
Aslında Bulgakov'un bu romanı, Sovyet rejiminin ve
toplumsal değişimlerin bir eleştirisi olarak
okunabileceği gibi, Şarikov'un dönüşümünü, Bolşevik
devriminin getirdiği sosyal ve politik değişimlerin bir
alegorisi olarak yorumlamayı da mümkün kılıyor. Bulgakov,
bu dönüşüm sürecinde insan doğasının karanlık yönlerini
ve toplumsal düzenin bozulmasını da harika bir şekilde
hicvediyor.
Bulgakov'un anlatım tarzı, mizahi ve eleştirel bir dille
kaleme alınmış. Roman, grotesk ve absürt unsurlarla dolu
ve bu da okuyucunun dikkatini çekip uzun uzadıya
düşündürüyor. (Romanı okuduğum süreçte bu konunun
rüyalarıma bile girdiğini hatırlıyorum.) Yazarın anlatım
tarzıyla olayların 3. kişi ağzından anlatılmasının
yanında, aynı zamanda Şarik'in gözünden de anlatılan
hikâye, okuyucunun empati kurmasını sağlıyor ve bana
göre toplumsal eleştiriyi daha da etkili kılıyor.
Roman, aynı zamanda bilimsel etik ve insan doğası
üzerine de derin sorular soruyor. Örneğin; Profesör
Filipoviç'in deneyleri, bilimsel ilerlemenin sınırlarını
ve etik sorumluluklarını sorgularken, Şarikov'un
insanlaşma süreci, insan olmanın ne anlama geldiği
üzerine de okuyucuyu düşündürüyor.
Sonuç olarak; "Köpek Kalbi", hem eğlenceli hem de
düşündürücü bir roman. Bulgakov'un ustalıkla işlediği
kara mizah ve toplumsal eleştirinin, eseri klasikler
arasında özel bir yere koyduğunu düşünüyorum. Bu yanıyla
da zaten çok uzun olmayan bu roman -elbette bana göre-
her insanın mutlaka okuması gereken bir eser. Büyük
ihtimalle siz de romanı okurken benim aldığım kadar
keyif alacak ve uzun uzun düşüneceksiniz...
|