Bu diziyi gerçekten çok severdim. Cumartesi günleri
ikindi saatlerinde TRT ekranlarında yayınlanırdı. Konusu
1930 ya da 40'lı yıllarda geçen dizide, çift pırpırlı
bir uçak kullanan kahramanımız Jake Cutter ve onun tek
gözlü sevimli köpeği Jack'in maceralarını izlerdik. (Bu
sevimli köpeğin ismiyle ilgili çok emin değilim aslında.
Bazen sanki köpeğin ismi "Pake" imiş gibi de geliyor
bana.) Kahramanlarımız her bölümde efsaneler, yerel
kabileler, tılsımlı eşyaların konu olduğu gizemli
olaylar yaşar; maceraları da Pasifik Okyanusu'nda
bulunan bir yerde geçerdi. Dizide yanılmıyorsam bir de
alkolik bir rahiple, bir barda şarkı söyleyen ama
gerçekte casusluk yapan bir kadın vardı. Bu kadınla
kahramanımız arasında zaman zaman sürtüşmeler olsa da,
kadınla Jake Cutter arasındaki gönül ilişkisi bazen
olayları yönlendirirdi. Bu diziyi o kadar çok severdim
ki, bir gün televizyonda yayınlanan bir bölümünün
tamamının Türkçe dublaj yapılmış seslendirmesini evdeki
teyp kasetine kaydetmiştim. Tabii yıllar içinde o kaset
kayboldu gitti, ama hafızamda bu dizi ile ilgili çok
güzel anılar kaldı.