Çocukluğumda büyük keyif alarak izlediğim bir diziydi.
Yanılmıyorsam Türkiye'de, TRT televizyonunda 70'li
yılların sonuyla 80'li yılların başında cuma geceleri
yayınlanırdı.
Dizinin konusunu oraya gelen ziyaretçilerin hayallerini
gerçeğe dönüştüren bir adada yaşananlar oluştururdu. Her
bölümde genellikle zengin ya da üst düzey kişiler veya
aileler, sevgililer adaya gelir; onları bir cüce olan
"Bay Tattoo" ve Bay Tattoo'nun "Patron" diye çağırdığı
"Bay Roarke" karşılardı. Bay Tattoo ve Bay Roarke her
zaman beyaz takım elbiseler giyerlerdi. Her bölümün
başında yayınlanan açılış jeneriğinde Bay Tattoo yüksek
bir kuleye çıkar, adaya gelen ziyaretçileri getiren
uçağı görür, kuledeki çanı çalar ve "Uçak, uçak!" diye
bağırırdı. Bu cennet gibi, kocaman adada ziyaretçiler
yaşamları boyunca hayal ettikleri ama gerçeğe
dönüştüremedikleri olayları yaşamak isterler ve Bay
Roarke ile Bay Tattoo da onların bu hayallerinin
gerçekleşmesine yardımcı olurlardı. Bazen ziyaretçiler
için olaylar içinden çıkılmaz bir hâle gelince Bay
Roarke duruma müdahale ederdi. Örneğin hayallerinin
kadınını bulmak için adaya gelen bir erkek, aradığı aşkı
bulmak amacıyla adaya gelen bir kadın, tarihi bir macera
yaşamak ve tarihi kişiliklere bürünmek için adada
bulunan insanlar bu hayallerini gerçeğe dönüştürür ve bu
arada da türlü maceralar yaşarlardı. Her bölümde
birbirinden bağımsız istekleri olan birkaç kişinin
hayalleri peşinde koşarken yaşadıkları serüvenler
bizleri de ekranın başında heyecana sürüklerdi. Yine her
bölümün sonunda ziyaretçiler istek ve hayallerini
gerçekleştirmiş olarak adadan ayrılır ve Bay Roarke ile
Bay Tattoo da onları uğurlardı.
Türkiye'de bir süre yayınlanan bu dizi de o dönem
yayınlanan birçok güzel dizi gibi çocukluğumda derin
izler ve birçok güzel anı bırakarak bizlere veda etti. O
zamandan bu yana bu diziyi ne zaman hatırlasam yüzümü
bir tebessüm kaplar ve o eski güzel günlere özlem
duymaktan kendimi alamam. |