* Evet, izledim hakim bey, pişman değilim. Bir iki saat
önce de bu serinin birinci filmini izlemiştim. İlk
filmde 3 kişilik bir insan-kırkayak vardı, bunda 12
kişilik bir insan-kırkayak. Ben de bu iki filmden
etkilendim. 1200 kişilik bir insan-kırkayak üzerinde
çalışma yapmak istiyorum. Ne olur ne olmaz diye de
kendimi bu işlere bulaşmadan önce toplumdan tecrit etmek
istiyorum. Beni içeri atın hakim bey... İnsanları
koruyalım. Kırkayakları da elbette...
* Kim ne derse desin, hiçbir şey için değilse bile
yönetmen Tom Six'i, her iki filmde de bulduğu psikopat
ruhlu insanları canlandırmada oldukça başarılı olan
başrol oyuncuları bulabilme yeteneği için kutlamak
gerek. Hele bu filmdeki apayrıydı. Babasından taciz
görmüş ve annesiyle sorunlu olan şişman cüce rolündeki
oyuncu, filmdeki her şeyden daha ürkütücüydü.
* Filme gelecek olursak; ilk filmin kendi efsanesini
oluşturabilmek için kendi üzerinden döngü kuran ve kendi
destanını kendi yazma çabası içinde olan bir film. (Yani
"Kimse beğenmese, lanse etmese bile, bu filmi ikinci
film üzerinden ben lanse ederim, popüler kılarım"
tarzında bir anlayış.) Yine de ikinci filmin ilk filme
göre bir mesajı olduğu söylenebilir. (Bunu da sanırım
yönetmen, benim daha önce izleyip yorum yazdığım serinin
ilk filmi için "Bu ilk filmde mesaj yok," demem üzerine
"gitarisyen'e ayıp olmasın" diye koymuş.) :)))
* Filmin konusu şöyle: The Human Centipede filmini
sürekli izleyip kafayı bozan ve geçmişinden dolayı
sorunları olan obez ve cüce kahramanımız, ilk filmde
doktorun yaptığı ameliyeyi bu sefer torna-tezgâh
aletleriyle ve 12 kişi üzerinde deniyor. Ama niye
yapıyor, bir sormak lâzım. Benim şahsi kanaatim şöyle
(ki, bu bir anlamda zorlamayla da olsa filme bir mesaj
uydurma çabası da sayılabilir):
Filmdeki başrol oyuncumuz babasından sürekli cinsel
taciz görmüş bir insandır. Babası bu cinsel tacizler
yüzünden hapse girmiştir ve kendisini hiç sevmeyen
annesi de babasının hapse girmesinden kahramanımızı
sorumlu tutmaktadır. Cinsel geçmişinden dolayı
psikolojik sorunları üst düzeye gelmiş olan ve bir kaçış
ve sığınak arayan kahramanımız üst üste "The Human
Centipede" filmini izleyerek huzuru bulmaktadır. Filmi o
kadar izler ki; kendisi de bir insan-kırkayak yapmak
ister. Ama onunki 12 kişilik olacaktır. Peki neden 9, 10
ya da 15 değil de illa 12 kişi? Benim şahsi ve naçizane
kanaatim şöyle: Baba ve annesinden nefret eden ve
ortalama bir hristiyan olduğunu düşündüğü ailesini
bilinçaltında dinle ilişkilendirip, Hz. İsa'nın 12
havarisinden yola çıkarak ruhunun kurtuluşa ereceğini
düşünmektedir. (Ya da böyle bir şeyler işte.) (Biraz
fazla zorlama bir yorum mu oldu acaba?)
* Sonuçta başrol oyuncusunun film boyunca tek kelime
etmediği (Bu da mesaj ve gönderme sayılabilir mi?)
(Neyse canım, illa mesaj aramak zorunda mıyım bu
filmde?), ilk filme göre çok daha fazla şiddet ve
gerilim dolu, bazılarının midesinin kaldıramayacağı bir
film. Üçüncüsü olur mu bilmem, ama kendi adıma bu kadar
insan-kırkayağın yeterli olduğunu düşünüyorum.
SON BİR NOT: İlk filmde en azından bazı açık hava
sahneleri vardı ve doğayı görüp nefes alabiliyorduk.
Bunda ise (film siyah-beyaz olduğu gibi) hiçbir açık
hava (hatta gündüz) sahnesi yok.
|